Öfke (gadab) de yaratılan diğer duygularımız gibi bizlere yerinde kullanılmak üzere verilmiştir. Zalimin zulmüne, küfre ya da bir münkere öfke duyulabilir. Fakat kendi nefsimizle ilgili durumlarda öfkeyi yenmemiz ayet ve hadislerde ısrarla tavsiye edilmiştir.
“(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.” (Şûra Suresi; 36-39. Ayetleri Meali)
Bir başka ayette ise; “O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i İmran Suresi; 134. Ayeti Meali) buyrulmaktadır.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (bir gün): “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab (radıyallahu anh): “Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hayır,” dedi, “gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.” I1I
Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü! Bana kısa bir nasihatte bulun, uzun yapma! Ta ki nasihatini unutmayayım” demişti. [ve birkaç kere tekrar etmişti], Aleyhissalatu vesselam (bir kelimeyle): “Öfkelenme!” cevabını verdi. I2I
Bazen haklı olan taraf da olabiliriz. Müslüman kardeşlerimizden gelene sabretmek gerektir. Yüz tane iyiliğini görmezden gelip bir davranışına takılmak kardeşimize haksızlıktır. Bazen de biz sustuğumuzda Allah (celle celalühü) bizim yerimize konuşur.
Hz. Habbâb’ın, müşriklerin ileri gelenlerinden olan As bin Vâil’den mühim bir miktar alacağı vardı. Gidip alacağını istedi. Müşrik, “Muhammed’i inkâr etmedikçe, sana olan borcumu ödemeyeceğim!” dedi. Hz. Habbâb da cevaben, “Ben her şeyimden vazgeçerim, yine de ölünceye kadar ve öldükten sonra dirilinceye kadar onu inkâr etmem!” diye cevap verdi. Bu cevap karşısında As bin Vâil daha da kızarak, “Eğer böyle bir şey olacaksa sabret, dirilip malıma ve evladıma tekrar kavuştuğum gün sana olan borcumu öderim!” diyerek küstahça alay etti.
Habbab ibni Eret bu durumda hiçbir şey demiyor. Hiçbir şey dememek çok şey demektir. Hiçbir şey dememek seni Allah’a havale ediyorum demektir kardeşlerim. Hakaret mi gördük, sıkıntılara mı maruz kaldık; Allah bilsin benim bu halimi deyip Allah’a bıraktığımızda Allah bizim yerimize konuşuyor. Allah’a havale etmeyi öğrenelim bazı yerlerde, öğrenelim ki Allah bizim yerimize O (celle celalühü) konuşsun. I3I
Bu hadise üzerine Meryem Sûresi’nin 77 ve 78. âyetleri nazil oldu. Mealen şöyle buyruluyordu:
Şimdi şu âyetlerimizi inkar edeni ve ‘Elbette bana mal ve evlat verilecektir.’ diyen adamı gördün mü? O, gayba mı muttali olmuş, yoksa Rahmân’ın huzurunda bir söz mü almış? Hayır, öyle değil! Biz onun dediğini yazacağız ve azabını da çoğalttıkça çoğaltacağız. Ve o söylediği [malları] hep elinden alacağız. Ve o bize tek başına gelecektir. (Meryem Suresi; 77-80. Ayetleri Meali)
Peki öfke anında ne yapılabilir?
1. Şeytandan Allah'a (celle celalühü) Sığınmak
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) öfke anında Euzü Besmele ile şeytandan Allah’a sığınmayı tavsiye etmiştir.
İki kişi Resulullahın (sallallahu aleyhi ve sellem) huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinden zuhur eden öfke giderdi; Euzu billahi mineşşeytanirracim!” buyurdular. I4I
2. Abdest Almak
Abdest almanın öfkeyi azalttığını Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) hadisinden öğreniyoruz:
Urve İbnu Muhammed es’Sadi’nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve’yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve: “Babam, dedem Atiye’den (radıyallahu anh) anlatır ki, o, Resulullah‘ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle söylediğini nakletmiştir: “Öfke şeytandandır, şetyan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.” I5I
3. Ayaktaysak Oturmak, Oturuyorsak Uzanmak
Tebdili mekanda ferahlık vardır Nitekim Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize buyurmuştu ki: “Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Öfkesi geçerse ne ala, geçmezse yatsın.“ I6I
4. Susmak
“Men samete necâ.” Tirmizî’nin Sünen’inde ve Ahmed b.Hanbel’in Müsned’inde geçen bir hadis-i şeriftir ki, “Dilini tutan kurtuldu” ya da “Susan kurtulur” anlamlarına gelmektedir. Yine “Öfkelendiğinde sus!” hadis-i şerifi de kırk hadisten biridir. Kendimizin de haksızlık payı olabileceğini unutmamak, şeytanın gözümüze perde indirdiği öfke anında susabilmek gerekir.
5. Sabredince İmanın Tadını Alacağını Unutmamak
“Hem iyilik de bir değildir, kötülük de. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün.”(Fussilet Suresi; 34. Ayeti Meali)
Öfkelendiğimiz duruma sabredip bir adım ötesini, kötülüğü iyilikle savmayı başarabilirsek Rabbimiz (celle celalühü) bu mükafatı vadediyor. Fakat bu aşama büyük sabır sahibi olmamızla ilgilidir ve mükafatı da az değildir. “O rütbeye ise ancak sabredenler kavuşturulur ve o rütbeye ancak (fazilette) büyük pay sahibi olan kavuşturulur.” (Fussilet Suresi; 35. Ayeti Meali)
Kaynaklar
1. Müslim, Birr 106, (2608); Ebu Davud, Edeb 3, (4779)
2. Buhari, Edeb 76; Tirmizi, Birr 73 (2021); Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 11, (2, 906)
3. Muhammed Emin Yıldırım, 82 İl 82 Sahabi , “Sarsılmaz Bir Dağ: Hz. Habbab b. Eret”, http://www.siyertv.com/hakkari-sarsilmaz-bir-dag-hz-habbab-b-eret/ adresinden 15.04.07 tarihinde erişildi.
4. Tirmizi, Da’avat 53, (3448); Ebu Davud, Edeb 4, (4780)
5. Ebu Davud, Edeb 4, (4784)
6. Ebu Davud, Edeb 4, (4782 )
Selamun Aleyküm
Hazırlayan(lar)dan Rabbim razı olsun özenle hazırlanmış hadis ve ayet ışığında maddeler verilmesi ayrı bir güzellik katmış Rabbim ecrinizi arttırsın.
Bu konuyu kopyalamak istedim fakat kopyalayamadım yardımcı olabilirmisiniz başka hayırlı ortamlarda anlatabilmek için mail adresimi yazıyorum pdf yada Word olarak atabilirseniz duacınız olurum selam ve dua ile
[email protected]
Ve aleyküm selam,
Liste mail adresine pdf olarak gönderilecektir. Allah’ a emanet olun.
adresinize*
Kardeşim merhaba ben yazı ekleyemiyorum, neden acaba?
Sorunu ayrıntılı bir şekilde, [email protected] adresine e-posta ile bildirebilirsiniz.