“Rahman’ın öyle kulları vardır ki yeryüzünde tevazu ve vakar ile yürürler.” (Furkan Suresi; 63. Ayeti Meali)
Günümüzde çokça ihtiyacını duyduğumuz ama az dile getirdiğimiz bir özellik; vakar. Kelime anlamıyla ağırbaşlılık. Peygamber ahlakından bir parça.
Boş konuşmalar, edep dışı gülüşmeler ve laubali şakalaşmalar, davranışlar; bize kendi değerimizi unutturur, savunduğumuz davanın arkasındaki duruşumuzu zedeler. Bir noktadan sonra bilinçsizce yaptığımız bu hareketler bizim kimliğimiz oluverir. ‘Vakar’ı hayata geçirmemiz hem kimliğimizi korumamız hem de savunduğumuz davada dik durabilmemiz için faydalı olacaktır. Şimdi vakur Mü’min nasıldır inceleyelim 🙂
1. Ölçülüdür.
Nerede neyin söyleneceğini, giyileceğini, neyin nasıl sorulacağını bilmemiz, yürüyüşümüzden gülüşümüze kadar bulunduğumuz ortama en uygun şekilde davranmamız gerekiyor. Çünkü biz birer Müslüman olarak İslamı temsil etmekteyiz. Ve kulun hatasının İslama mal edildiği bir zamanda yaşıyoruz. Hareketlerimizde bunu da düşünmeli, her adımımızda kendimizi tartmalıyız. Gün içinde sık sık kendimizi tahlil etmemiz aşırıya kaçtığımızda (örneğin boş konuşma, fazla gülme..) tavrımızı düzeltmemizde faydalı olacaktır. Bu süreçte ölçüyü kaçıran ortamlardan uzak durmanın ve arkadaşlarımızdan yardım almanın da faydası olacaktır. Böylece bu davranışlara düştüğümüzde birbirimizi uyarıp kontrol sağlayabiliriz.
2. Ciddiyet sahibidir.
Bulunduğumuz ortamda yüksek sesle konuşan, gülen, boş işlerle ilgilenen ve basit hareketler sergileyen insanlara ne kadar saygı duyarız? Biz birer Müslüman olarak ibadetlerimizde olduğu kadar günlük işlerimizde de yerinde bir ciddiyetle İslamı temsil etmeliyiz. Ciddiyetimiz bizi laubali ve gevşek tutumlardan, ‘rahat’ ve ‘dertsiz’ olmaktan alıkoyar. Ama sınırları aşıp bunu kibre dönüştürmeden, Müslümanın kendine has nezaketinden uzaklaşmadan..
3. Tevazu sahibidir.
Sanıldığının aksine tevazu ve vakar birbirine zıt kavramlar değil aksine tamamlayıcı kavramlardır. Mü’min sahip olduğu tüm nimetlerin Allah’a ait olduğunun bilincindedir. Bu nedenle Allah’a karşı minnettar olmalı, kendine bir varlık, büyüklük biçmemelidir. Ancak tevazuyu yanlış anlayıp bunu tavizkar bir tutuma veya eziklik haline de getirmez. Günlük yaşantımızda güler yüzlü, samimi ve kucaklayıcı olduğumuz kadar net ve anlaşılır da olmalıyız.
0 Yorum