Bismillahirrahmanirrahim. Velhamdulillahi rabbil alemin. Vesselatu vesselamu ala rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Esselamu Aleykum! Şeriat kelimesi duyunca belki ürperen kardeşlerimiz vardır. Halbuki sorduğumuzda elbette müslüman olduklarını söylerler. Peki bir müslüman olarak şeriat kelimesinden neden ürküyoruz? Pek çok sebebi olmakla beraber temel sebep bu kelimenin anlamını bilmememizdir. Öyleyse Kur’an ve sünnet ışığında Şeriat nedir bundan bahsedelim inşaAllah.
1- Şeriat Nedir?
Şeriat Kanun ve cadde manalarına gelmektedir. İslam dininde ise Allah’ın kanunlarına şeriat denmektedir. Kur’an’da da şeriat kelimesi geçmektedir. Hepimizin gözlemlediği gibi tabiatta, dünyanın dönmesinde canlıların hayatında, gece ve gündüzde nice ibretlik hadiseler vardır. İçinde yaşadığımız dünya ve kainatta muhteşem bir nizam bir düzen olduğu açıktır. Termodinamik denge, yıldızların hareketleri, Güneş’in doğuşu ve batışı, bulutların çarpışması ile yağmurun yağması, yer çekimi, suyun kaldırma kuvveti gibi fiziki kanunlar şeriat kanunlarıdır. Şeriatın bir vechesi budur.
Peki biraz düşünelim? Tabiata bu kanunları koyan ve onu mükemmel bir şekilde işlemesini yaratan Allah dünyaya emirlerine uyması için gönderdiği insanlara kanunlar koymamış mıdır? Elbette koymuştur. İkinci kısım şeriat “din” kelimesi ile eş anlamdadır. İslam dini hayat dinidir. Yaşanacak kuralları koyar ve uygulama yolunu gösterir. Bizim yeme içmemizden, tuvalet adabımıza karı koca ilişkisinden, toplum düzeni ve devlet yönetimine kadar her konuda hükümleri olan bir dindir. Yani Allah her konu da kurallar koymuştur. İşte buna şeriat deniyor. Bizler eğer bu kanunlar ile yaşarsak ve hükmümüz de bu kanunlara göre olursa hem ahireti kazanırız hem dünyayı kazanırız. Allah cümlemize bunu nasip etsin. Allah’ın şeriatı ile hükmeden nice topluluklar büyük devletler kurmuş dünyaya adalet dağıtmıştır. Allah’tan daha adil ve daha merhametli kim olabilir ki? Sizce biz aciz insanları koyduğu kurallar mı daha adildir yoksa bizi yaratan ve herşeyi hakkıyla bilen Allah’ın kuralları mı? Dolayısıyla kimse Allah’tan daha iyi bildiğini ve daha merhametli adil olduğunu iddia etmesin. Şeriat’ın bize medyada ve hayatımızda öcü gibi gösterildiği bir gerçektir. Ben müslümanım diyen herkes medyaya değil Allah’ın kitabına baksın ve ben bu dine inanıyorum diyorsa bu hükümleri kabul etsin. Şüphesiz Kur’an’ı Kerim sadece 1400 küsur yıl önce indiği toplum için değil kıyamete kadar tüm insanlık için inmiştir. Allah ilmiyle herşeyi bilir ve Rabbimiz haşa aciz de değildir. Dolayısıyla bu hükümleri şimdi ve bundan sonra ki yaşayacaklar için de indirmiştir. Şimdi Kur’an ve sünnette şeriat nasıl geçiyor bunlara biraz değinelim inşaAllah.
“Sonra (Resûlüm!) Seni emr(imiz)den bir şeriat üzere kıldık. Artık sen ona uy, onu bilmeyen (ve onu istemeyen)lerin hevâ(larına arzu)larına uyma!” (Casiye Suresi 18. Ayet meali) “(Allah) Nuh’a dinden buyurduğu şeyleri, size (de aynen) şeriat (din ve umûmî kanun) yaptı.Gerek sana vahyettiğimiz, gerek İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimiz şey: Dini dosdoğru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemenizdir.Fakat müşrikleri davet ettiğin şey (yani tevhid), onlara ağır geldi. Allah (niyet ve amellerine göre) dilediğini bu (tevhid dini)ne seçer ve (kendisine itaatle) yöneleni de buna eriştirir.” (Şura Suresi 13. Ayet meali) “Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinde kendilerine meşru sayıp/hüküm koyan (Allah’a karşılık edindikleri) ortakları mı var?Eğer (azabın kıyamet gününe ertelenmesine dair) O’nun sözü (hükmü) kesin olmasaydı, onların aralarında (dünyada), elbet hüküm veril(ir, işleri bitiril)irdi. Şüphesiz zalimler için pek acıklı bir azap vardır.” (Şura Suresi 21. Ayet meali) Not:Demek ki Allah’ın koyduğu hükümleri beğenmeyip onlara aykırı hükümleri koymakta kendini meşru/yetkili saymak Allah’a ortaklık etmektir. “(…)Hüküm vermek yalnız Allah’a aittir. Kendisinden başkasına değil yalnız O’na ibadet etmenizi emretti. İşte dosdoğru din budur! Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Yusuf: 40. ayet mealinden) “(…) insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” “İslâm’ın tutunulması gereken kulpları (yapılması gereken emirleri) tek tek çözülecek; her bir kulp koptukça insanlar önlerindekilere benzeyecekler. O kulpların ilki hüküm(hâkimiyetin Allah’ın olması, Kur’an’la hükmedilmesi), sonuncusu da namazdır.” (Ahmed bin Hanbel, 5/251; İbn Hibban, Sahih, hadis no: 257; Hâkim, el-Müstedrek, 4/92) (Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâre 37; Nesâî, Bey’at 27) Müslüman bir kimseye, kendisine ma’siyet (Allah’a isyan, günah hususlar) emredilmediği müddetçe, hoşlandığı ve hoşlanmadığı (her) hususta (İslâm devleti yöneticisini) dinleyip ona itaat etmesi gerekir. Eğer ma’siyet emredilirse, ne dinlemek vardır, ne de itaat!” (Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâre 38, hadis no: 1839; Tirmizî, Cihad 29, hadis no: 707; Ebû Dâvud, Cihad 96; Nesâî, Bey’at 34; İbn Mâce, Cihad 40, hadis no: 2864; Ahmed bin Hanbel, 6/111)2-Ayetlerde Şeriat
3-Hadis-i Şerifler'de Şeriat
0 Yorum