1- Geleneksel Tesettür
Anneden babadan görülen şekliyle kullanılan başörtüsü veya tesettür vardır. Bu tesettürde ibadet heyecanı yoktur. Allah rızası da gözetilmemektedir. Yöresellik, ekonomik şartlar, aile baskısı, vücut tipi gibi nedenler kıyafet tercihini etkilemiştir. Güneşten korunmak, tarlada çalışırken topraktan, tozdan kaçınmak için başa konmuş bir örtü, giyilmiş bir şalvar, dinle bağlantılı bir kavramı ifade etmemektedir. Şüphesiz böyle bir kıyafetin -şekli benzemiş olsa bile- İslamîliğini iddia edemeyiz. Ne onlar ne de bunlar için çizilecek daire İslam dairesidir. Yine namaz örneğinden hareket ederek yapacağımız bir benzetme meseleyi daha iyi anlamamıza yardım edecektir: Bir spor hareketinin namazdaki secdeye benzemesi, o hareketin secde anlamını taşımasını ne kadar temin edebilir?
2- Ahir Zaman Tesettürü
Ahir zaman tesettürü: İmam Müslim’in Sahih’inde rivayet ettiği (Libas,34; 5547) bir hadiste Resûlullah sallu aleyhi ve sellem bu ahir zaman tesettürünü haber vermiştir. Bizzat hadiste bu kıyafet sahipleri için ‘Giyinmiş Çıplaklar!’ denmektedir. Giyinmiş çıplakların nasıl olabileceğini yaşadığımız bu asırda çok açık bir şekilde gördük.
Söz konusu bu hadisi şerifte Resûlullah sallu aleyhi ve sellem, giyinmiş çıplaklar dediği kadınların, yürüyüşleri, kıyafetleri ile erkeklerin dikkatlerini üzerlerine çekeceklerini haber vermektedir. Mucizevî hadislerden biri olarak gördüğümüz bu hadiste, bu tür kadınların oluşturacağı tehlikeye işaret edilmiş olmaktadır.
Hadisi şerif oldukça yaygındır. (İbni Hibban, Mavsılî, Beyhakî, Ahmed, İmam Malik gibi meşhurlar tarafından da rivayet edilmektedir.)
Mevlit törenlerinde, kandil gecelerinde başa konan göstermelik tüller herhalde başörtüsü olarak benimsenmiş bezler değildir.
Ya da yaz kurslarına giden genç kızların, annelerinin başörtülerini, eteklerini kullanıp, komik bir şekilde camilere gitmeleri de tesettür değildir.
İstanbul’da saçının telini göstermediği halde, hacc için bulunduğu Mekke veya Medine’de kendisini kardeşlerinin arasında güvende hissedip, entarisiyle dolaşan hacı teyzelerin ev kıyafetiyle dolaştıkları Mekke sokaklarındaki tavırları da tartışılır anlayışları yansıtır.
Çay bahçelerinde, ebeveynlerinin rızası, hatta bilgisi olmadan okuldan edindiği arkadaşlarıyla muhabbet eden genç kızların başlarındaki bezin adı da ‘baş örtüsü’ değildir. Ona illa bir ad verilecekse onun adı ‘ahir zaman tesettürü’ olabilir. Kudüs topraklarındaki kargaşa ne ise erkek veya kadınların kıyafetlerindeki kargaşa da odur.
Bazı Müslüman yazarçizerlerin, Müslüman kadınları Paris menşeli tesettüre davet etmeleri ise olsa olsa tuz olur biber olur yaramıza.
3- Hakiki Tesettür
Allah rızası gözetilerek başa konan veya bedene giydirilen kıyafettir. Bu kıyafet kalitelidir, temizdir, vakurdur. Ama gösteriş için değildir, teşhir etmez, gözleri davet etmez. Bedenin tamamını örter. Kıyafetin kendisi bir ziynet değildir; onu da bir kıyafetle örtmeye gerek bırakmaz. Bedene yapışık değildir. Çizgileri belirtecek kadar ince değildir. İlk bakışta küfrün simgelerini anımsatacak nitelikte değildir.
Erkeklere mahsus bir kıyafet değildir.
Bu model kıyafetin sahibi kadının seccadesi vardır, tesettürü vardır. Tesettürü seccadesidir, seccadesi tesettürüdür. Ayıplayanların ayıplamasına aldırmaz, çağı ve çağdaşı taklit etmez. Vakurdur, kibirli değildir. Ciddidir; ciddiyeti gereği kıyafetini tartışmaz.
Bu modelin sahipleri, evlendikleri gün için farklı bir kıyafet düşünmezler. ‘Evlilik bir defadır!’ gibi bir safsataya kapılmaz. Zaten evlilik bir defa olduğu için, o imtihanı kazanmam lazım, diye düşünürler.
Onların başörtüleri, dış kıyafetleri bu ümmetin onurudur; onlar ümmetin sokaklarda yürüyen mücahideleridirler. Allah onlardan razı olsun.
Nureddin Yıldız’ın Aile Davamız isimli eserinden alınmıştır.
Hakiki tesettür kavraminda bahsedilen ilk kıstas ‘bu isi allah rizasi için yapmak’ denilmis. Diger bahsedilen goruntudeki tesetturler icin de bu geçerli. Geleneksel tesettürlü bir nene deki adap ve haya kimsede yoktur. Ya da annesinin basortusu ve etegiyle kuran kursuna giden bir genc kiz neden ‘komik’? Ben de annemin basortusuyle gittim ne kadar heyecanliydik yarim yamalak etegimizle kısa kollularimiz renkli renkli basortulerimizle giderken o camilere. Iyi ki de gitmisiz.
Yukarida bahsedilenlerin cogu sekilcilik korkarim ve bu yazdiklarinizin hassas kalpli bayan ‘kardeslerinizin’ üzerindeki calkantisini tahmin bile edemezsiniz. Umarim anlatabilmisimdir. 🙁
Tesettürün şekli çevrenin tavrını değiştirir. Feraceli omuzlarından salan bir hanımefendinin sınıfa girmesi dahi havayı ciddileştirir, bir toparlanma olur. Kimsenin bu hanımefendilere laubali davrandığını görmedim. Hatta farkında olmadan “siz” diyerek hitap ediliyor. Tesettürünüzün hakiki olup olmadığını sadece bunlara bakarak bile anlayabilirsiniz.
Allah tesettürü cihat bilip güzelliğini kendinden dahi gizleyen hanımefendilerden razı olsun.