Peygamberlerin, hayatlarının tamamı ya da bir kısmının geçtiği kutsal topraklar Filistin…
3 kutsal mescidden üçünçüsü ve miraca çıkış noktası olan Mescid-i Aksa’yı kalbinde taşıyan Filistin…
Şairlerin satırlarını süsleyen hem zarafetiyle hem savaşçı kimliğiyle, hüzünlü yanımız Filistin…
Bilmek için gezmeyi tercih edenlerdenseniz -ki konu Filistin ise okumalar gezi ile kesinlikle desteklenmeli- Filistin’in neden bu kadar değerli olduğunu anlayacağınız 15 yeri konu aldık. Tabi ki her sokağı, duvarında sloganları olan her noktası görülmeye değer. Biz 15 diyorsak siz sonsuz anlayın!
1. Mescid-i Aksa-Kudüs
Elbette Kudüs’e adım atar atmaz ilk ziyaret mekanı Mescid-i Aksa olması gerekir, zira Mescid-i Aksa kadar bizlere hasrettir. Mescid-i Aksa için burada yazacağımız her şey yetersiz kalır, dolayısıyla hem görmenizi hem de sanat tarihçisi Talha Uğurluel’in “Arzın Kapısı Kudüs, Mescid-i Aksa” kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederiz.
2. Kutsal Kabir Kilisesi-Kudüs
İçerisinde Hristiyan inancına göre Hz.İsa’nın kabri (bize göre ise Yehuda), Hz.İsa’nın yaralarının silindiğine inanılan Kutsal Kabir Kilisesi (diğer adıyla Kıyamet Kilisesi) Kudüs’te gezilecek yerlerin başında gelir. Yukarıda sağdan 2.Merdiven’in hikayesi ise çok etkileyicidir: Kilisenin bir parçasını kontrol etmenin anlamı, ibadetin yanı sıra buranın temizliğini takip etmek, dini ayinlerini yerine getirmek ve gerektiğinde bakım ve onarımını yapmak demekti. Herhangi bir dekorasyonun yerinden kaldırılıp yenilenmesi, bir lambanın asıldığı sütundan alınması gibi en basit uygulamalar bile bir “statüko” kanunu çerçevesinde gerçekleşirdi. Bütün mezhepler kilisenin mümkün olduğu kadar fazla kısmının bakımını üzerlerine almak istediklerinden, yeni restorasyon projeleri cemaatler arasında çatışmalara, bazen kanlı kavgalara yol açıyordu. Osmanlı Devleti, Sultan III. Mustafa’nın saltanat dönemine denk gelen 1757’de bu çatışmaların önünü almak üzere mukaddes mekanlarda “statüko” ilan eden bir ferman çıkarmıştı. Bu fermana göre, kilisenin temizlik ve bakımı dört Hristiyan mezhebi arasında eşit olarak paylaştırılmıştı. 1757 yılında çıkarılan fermanda mezhepler arasında mekanlar dağıtılırken, avluyu temizleme hakkı Ortodokslara, basamakları temizleme hakkı ise Katoliklere verilmişti. Kilisenin önünde bulunan avlu ve avluyu yola bağlayan merdiven basamaklarını temizleme sevabı 1852 yılında Rum Ortodoksları ile Latin Katolik Kilisesinin birbirine girmesine neden olmuştu. Basamakların en altta olanı bir uçtan bakıldığında bariz bir şekilde basamak iken, diğer bir uçtan bakıldığında net bir şekilde avlunun bir parçası olarak görülüyordu. Sultan Abdülmecid’in tahtta olduğu 1852 yılında temizlik sırasında bir gün mezhepler, “Siz bizim sevaplarımızı kapıyorsunuz” diyerek birbirlerine girince büyüyen çatışmalarda onlarca kişi öldü. 1852’de yayınlanan ferman kanlı olayları durdurdu İstanbul duruma vakıf olduğunda Sultan Abdülmecid bir ferman çıkararak Kudüs’teki mukaddes mekanlarda yeni bir “statüko” ilan etti: “Kutsal mekanlara ben geleceğim, milimi milimine kimin nereyi temizleyeceğini ben belirleyeceğim. Bundan sonra da bir taşı yerinden oynatan kafasını yerinden oynatmıştır. Biline…” diye devam eden ferman, Kudüs’e ulaşılır ulaşmaz kilisenin önündeki meydanda okunur. O sırada bir Ermeni papazı kilisenin ön cephesindeki pencerelerden birini, dayadığı ahşap bir merdivene basarak temizlemekle uğraşıyordu. Papaz fermanla derhal aşağı indirildi ancak merdiveni kaldırmak istediğinde hayır denilerek müdahale edildi. O günden itibaren Osmanlı’nın ilan ettiği statükonun devamının ifadesi olarak bu merdiven hala aynı yerde tutuluyor, Bugün halen Osmanlı’nın o zaman belirlediği mezhepler arası paylaşım yürürlükte ve 159 yıllık merdiven, pencerede bu statüko kanununun nişanı olarak duruyor.
3. Hz.Ömer Mescidi-Kudüs
Her yıl olduğu gibi 634 yılının Noel gecesi Hristiyan dünyasında kutlanıyor ve ibadet ediliyordu. Ancak Kudüs Patriği Sophronius’un vaazı her zamankinden daha farklıydı. Vaazda Ecnadeyn bölgesinde yapılan savaş sonucunda oluşan Müslüman fütuhatı uzun uzun anlatılıyor, Filistin’in güneyinin Müslümanlar tarafından fethedilmesi ile Hristiyan cemaat üzerinde oluşabilecek tehlikelere dikkat çekiyordu.Gerçekten de kısa bir süre sonra kuşatma ile karşı karşıya kalan Kudüs, kan dökülmeden teslim olur ve Halife Hz. Ömer Kudüs’e girer. Kudüs’e gelmesinde etkin olan İlya (Kudüs) halkının, diğer Şam şehirleri ile yapılan antlaşmalar gibi cizye ile haraç ödemek ve diğer şehirlerin halkına verilenlerin aynısı karşılığında ondan “eman” vermesini ve sulh yapılması dilemeleriydi. Ayrıca antlaşmanın bizzat Hz. Ömer b. Hattab tarafindan imzalanmasını istiyorlardı. Hz. Ömer, kendisini karşılayan Patrik Sophronius’a Tapınak Tepesine yani yıkık olan Süleyman Mabedine gitmek istediğini belirtti. Çöplük olarak kullanılan tepede dua etti.Patrik, başına gelecekleri düşünüyor ve tedirgin oluyordu. Sırada Kamame Kilisesi (Yeniden Doğuş) ziyareti vardı. Hz.Ömer Kıyamet Kilisesine ve namaz vakti gelince patriğe namaz kılabileceği bir yer göstermesini ister. Patriğin “Kilisenin herhangi bir yerinde kılabilirsiniz.” demesi üzerine Hz. Ömer, kilisenin içinde namaz kılmak istemeyerek kapıya yakın bir yerde namazını kılar.Namazını kıldıktan sonra Hz. Ömer, Patriğe şunları söyledi: “Eğer ben içerde kılsaydım, öteki Müslümanlar da orada kılarlar, orayı mescit hâline getirirlerdi.”
4. Zeytin Dağı-Kudüs
Dinimizde, Sırat Köprüsü’nün Harem-ül Şerif ile Zeytin Dağı arasında kurulacağına inanılır.
5. Rabiatül Adeviyye Kabri-Kudüs
Tabiin devrinde yetişen büyük hanım evliyalardandır. Dünyaya düşkün olmaması veibadetleriyle meşhur bir hanımdır. Basrada doğdu. Ailenin dördüncü çocuğu olduğundan ismini bu manaya gelen RABİA koydular.
6. Yükseliş Kubbesi-Kudüs
Zeytindağındaki Yükseliş Kubbesi, Hz.İsa’nın göğe yükseldiği yeri işaretlediğine inanılan kutsal yer.
7. Selman-ı Farisi Kabri-Kudüs
Selman-ı Farisi hazretleri, eshab-ı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarındandır. Ehl-i beytten sayılmıştır. İnsanları Hakka davet eden, doğru yolu göstererek saadete kavuşturan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velilerin ikinci halkasıdır.
8. Abdurrahman Mücriddin El Hanbeli Kabri-Kudüs
Hz. Ömer’in torunu Abdurrahman Mücriddin El Hanbeli Hazretlerinin kabri.
9. Doğuş Kilisesi-Beytüllahim
Hz.İsa’nın doğduğu yerdir.
10. Hz.İbrahim'in Kabri-El-Halil
Hz.İbrahim’in kabri, Hz.İbrahim Camii.
11. Hz.Davut Müzesi-Kudüs
Davud (as)’ın Kabri.
12. Selahaddin Eyyübi'nin Evi-Kudüs
Filistin’i fetheden Selahaddin Eyyübi’nin kaldığı ev olarak bilinen bu yapıda, Filistinli bir aile kalmaktadır, Kıyamet Kilisesinin yakınlarında bulunur.
13. Hz. Musa Makamı-Eriha
Selahattin Eyyubi rüyasından Hz Musa’nın kabrinin burada olduğunu görmüş ve daha sonra makam olarak kabul edilmiştir.
14. Tarihi Saat Kulesi-Yafa
Sultan Abdülhamit Han’ın tahta çıkışının 25.yılı anısına yaptırılan saat kulesi.
15. Lut Gölü-Ölüdeniz
Lut kavminin helak edildiği yer olan Lut gölü, karşı taraf ise Ürdün topraklarıdır.
0 Yorum