“Bismillâhirrahmânirrahim.”
Hz. Ali (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:
“Günah işlemeden bela gelmez; tevbe etmeden de gitmez.”
1. Günahlar Başka Günahları Doğurur.
Selef’ten bazıları şöyle demiştir: “İyiliğin mükafatlarından biri de peşinden bir iyilik daha yapmaktır. Kötülüğün bir cezası da peşinden bir kötülük daha yapılmasıdır.”
İbadetler başka ibadetlere götürdüğü gibi; günahlar da daha başka günahlara yol açar. (…)
İbn Ebi’l-İzz (Rahmetullahi Aleyh) şöyle diyor:
“Kulun müptela olduğu günahlar, her ne kadar Allah (Celle Celâlühü) tarafından yaratılsa da önceki günahların bir cezasıdır. Zira günah bir başka günahı getirir ve kötülüğün cezası bir başka kötülük işlemektir. Günahlar başka hastalıklara yol açan bulaşıcı bir hastalık gibidir.”
2. Günahların Çoğu, İşleyeni, Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ya Da Meleklerin Lanetine Maruz Bırakır.
Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), içki içene, sunana, üretene, ürettirene, satana, alana, parasını yiyene, taşıyana ve kendisine taşıtana lanet etmiştir. Yine rüşvet alana, verene, aracı olna; hülle yapana ve yaptırana; faiz yiyene, yedirene, onu yazana ve şahitlere; ana babasına lanet edene; arazilerin sınırını değiştirene ve bidatçıyı destekleyene lanet etmiştir.
Yine Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), dövme yapana, yaptırana; saçına saç ekleyene ve eklettirene; hırsızlık yapana; kadın gibi giyinen erkeğe ve erkek gibi giyinen kadına lanet etmiştir.
Yine günahlardan bazısı, işleyen kişileri meleklerin lanetine uğramasına yol açar. Nitekim Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Kim mümin kardeşine demir bir şeyi doğrultursa, onu bırakıncaya kadar melekler ona lanet ederler; velev ki ana baba bir kardeşi bile olsa.” (Müslim, 8/34; Ahmed, 2/256, 505; Bk. Ğayetü’l-Merâm fî Tahrîci Ehâdîsi’l-Halâli ve’l-Harâm, no:446)
3. Karada Ve Denizde Düzenin Bozulması.
Allah (Celle Celâlühü) şöyle buyuruyor:
“İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.” (Rûm Sûresi, 41)
Kurtubî şöyle der:
“Ayette geçen ve ‘düzenin bozulması’ anlamına gelen ‘fesad’ kuraklık, kıtlık, bereketin yok olması vb. anlamlara geldiği söylenmiştir.” İbn Abbâs (Radıyallâhu Anh) da “Fesad, kulların amelleri sebebiyle bereketin azalmasıdır ki, belki tevbe ederler.” demiştir.
4. Günahlar Nimetleri Götürür, Belaları Getirir.
Allah (Celle Celâlühü) şöyle buyuruyor:
“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder.” (Şûrâ Sûresi, 30)
“Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlâk ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah’ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir.” (Enfâl Sûresi, 53)
Allah’ın (Celle Celâlühü) verdiği nimetlerin devam etmesi için kulların o nimetlerin şükrünü yerine getirmeleri gerekir. Şayet şükretmezlerse işte o zaman o nimetlerin ellerinden alınmasını ve başlarına belaların gelmesini hak etmiş olurlar.
5. Günahlar -İbnü'l Kayyım'ın Dediği Gibi- Sahibinin Güzel İsimlerle Anılmasını Engeller Ve Ona Kötü İsimler Takılmasına Yol Açar.
Günahlar, sahibinin mümin, iyi, iyiliksever, takva sahibi, itaatkar, Allah’a (Celle Celâlühü) yönelen, Allah (Celle Celâlühü) dostu, vera sahibi, salah sahibi, abid, Allah’tan (Celle Celâlühü) korkan, kendini Allah’a (Celle Celâlühü) veren, temiz, Allah’ın (Celle Celâlühü) kendisinden razı olduğu kimse gibi isimlerle anılmasına mani olur. Ayrıca ona günahkar, asi, Allah’ın (Celle Celâlühü) emrine karşı gelen, kötü, bozguncu, pis, gazaba uğramış, zinakar, hırsız, katil, yalancı, lutî, hain, akrabalık bağını kesen gibi fasıklık alameti olan isimlerin takılmasına neden olur ki, “İmandan sonra fasıklık ne kötü isimdir.” (Hucurât Sûresi, 11)
6. Fert Ve Toplumlarda Huzur Ve Emniyetin Kalmaması.
Allah (Celle Celâlühü) şöyle buyuruyor:
“İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.” (En’âm Sûresi, 82)
İbnü’l-Kayyım (Rahmetullahi Aleyh) da şöyle diyor:
“Günahların bir cezası da Allah’ın (Celle Celâlühü) günahkarın kalbine endişe ve korku salmasıdır. O her an korku ve endişe içindedir. Çünkü itaat, Allah’ın (Celle Celâlühü) sağlam bir kalesidir ki, oraya girenler hem dünya hem de ahiret cezalarına karşı güven içinde olurlar. Kim de o kaleden çıkarsa korku ve tehlikeler her yandan onu sarar.
Allah’a (Celle Celâlühü) itaat eden kişinin korku ve endişeleri, emniyete dönüşür. O’na(Celle Celâlühü) isyan eden kişininse emniyeti korkuya dönüşür.(…)
7. Geçmişte Mevcut Olmayan Hastalıkların Baş Göstermesi.
Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Beş şey vardır ki onları işlediğinizde -ki sizin onları yapmanızdan Allah’a sığınırım- başınıza birçok felaket gelecektir. Bir toplum açıktan açığa fuhuş yaparsa muhakkak içlerinde önceki nesillerin başına gelmemiş veba ve hastalıklar baş gösterir…” (İbn Mâce, Fiten, 4019; Hâkim, el-Fiten ve Melâhim, 4/540)
8. Günahlar Bereketi Yok Eder.
Bereketin sebebi iman ve takvadır. Günah ve isyanlarsa mallardaki, ekinlerdeki ve ömürlerdeki bereketi yok eder.
Allah (Celle Celâlühü) şöyle buyuruyor:
“O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.” (A’râf Sûresi, 96)
9. Günahlar Sahibinin İşlerinin Zorlaşmasına Ve Elini Attığı Her İşte Önünün Tıkanmasına Neden Olur.
Allah (Celle Celâlühü) şöyle buyuruyor:
“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.” (Talâk Sûresi, 4)
Allah’tan (Celle Celâlühü) korkup takva sahibi olan bir kimsenin işlerini Allah (Celle Celâlühü) kolaylaştırır. Takvayı terk eden kişininse işleri zorlaşır. Şayet kul kendine döner ve nefsini Allah (Celle Celâlühü) için hesaba çekerse başına gelenlerin nereden geldiğini anlar.
10. Günahlar, Çeşitli Varlıkların Sahibine Küstahça Davranmasına Yol Açar.
“Günahlar, günahkara şeytanların sıkıntı ve vesvese vermesine, onu saptırmasına, korkutmasına ve aldatmasına yol açar. Yine hanımın, hizmetçilerin, çocuklarının, komşularının ve hatta uysal hayvanların bile ona küstahça bir tavır sergilemesine neden olur.
Selef’ten bazıları şöyle demiştir:
‘Ben bir günah işlediğimde, onu hanımımın ve bineğimin huyundan anlarım.’
Yine günahkarın nefsi de ona karşı küstahlaşıp aslan kesilir ve kendisine zorluk çıkarır. Şayet o bir hayır işlemek istese ona itaat edip boyun eğmez; aksine onu helak edecek amellere sevk eder. İşte günahkarın Allah’a (Celle Celâlühü) isyandaki küstahlığı ne derece olursa bu sayılanların ona olan küstahlığı da o oranda olur.” (el-Cevâbu’l-Kâfî’den kısaltarak. s.91)
11. Günah İşleyenin Nefsi, En Muhtaç Olduğu Anda Ona İhanet Eder.
İbnü’l-Kayyım (Rahmetullahi Aleyh) şöyle diyor:
“Netice olarak, günahkar kul herhangi bir zorluk ya da sıkıntıya düştüğünde kalbi, dili ve diğer organları kendisi için en önemli anlarda ona ihanet ederler. Şçyle ki kalbi, Allah’a (Celle Celâlühü) tevekkül etmeye, O’na (Celle Celâlühü) yönelmeye, O’na (Celle Celâlühü) sığınmaya, O’nun (Celle Celâlühü) huzurunda boyun eğmeye yanaşmaz. Dili Allah’ı (Celle Celâlühü) zikretme konusunda ona itaat etmez. Şayet o diliyle Allah’ı (Celle Celâlühü) zikretse bile kalbi ile dili arasında bir uyum sağlayamaz.” (…)
12. Günahlar Yere Batma, Yaratılışın Değişmesi, Deprem Ve Volkan Patlaması Gibi Felaketlere Neden Olur.
Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Bu ümmetin sonunda, şarkıcı kadınların ve müzik aletlerinin baş gösterdiği ve çokça içki içildiği bir dönemde yerin dibine geçirilme, yaratılışın değiştirilmesi ve gökten taş yağması olacaktır.” (Ebû Dâvûd, Melâhim, 4285; Tirmizî, Fiten, 9/59; Ahmed, 2/163)
13. Günahlar Aklın Nurunu Giderir.
Selef’ten bazıları şöyle der:
“Bir insan aklını yitirmedikçe Allah’a (Celle Celâlühü) isyan etmez.”
İbnü’l-Kayyım (Rahmetullahi Aleyh) da şöyle der:
“Bu söz gayet açıktır. Nitekim bir kimsenin aklı yerinde olsa, onu günah işlemekten alıkoyar. Zira kul Allah’ın (Celle Celâlühü) gözetimi ve idaresi altındadır; Allah (Celle Celâlühü), evinde döşeğinin üstünde dahi onu görmektedir; melekleri de onun yanındadır ve ona bakmaktadırlar. Bununla birlikte Kur’an, iman ve cehennem onu günah işlemekten alıkoyar; ayrıca günah işlemekle elinden kaçıracağı dünya ve ahiret hayırları, o günahla elde edeceği sevinç ve zevkten kat kat fazladır. Bunların farkında olan bir akıl sahibi bütün bu sayılanları nasıl hafife alır da günah işler?” (el-Cevâbu’l-Kâfî, s.61)
14. Günahlar Şer'i Cezaları Gerekli Kılar.
Bu cezalardan bazıları şunlardır: hırsızın elinin kesilmesi, muhsan olup da zina edenlerin recm edilmesi, evli olmayanlarınsa yüz sopa ve bir yıl sürgünle cezalandırılması, yol kesen eşkıyaların birer el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi. (…)
Daha önce anlatılanlara rağmen günahları terk etmeyenler bu şer’î cezalar ile cezalandırılırlar. Nasla belirtilmiş olan keffaretler de bu sınıfa girer: Ramazan’da oruçlu iken kasten cinsel münasebette bulunmak suretiyle orucunu bozan kimsenin keffareti, zıhar keffareti, yemin keffareti gibi.
Yüce Rabbimiz (Celle Celâlühü), bütün müslümanları, günahların tümünden Muhafaza Eylesin. Âmîn.
Günahların Dünyadaki Karşılığı – Ahmed Ferid el-Mısrî (Karınca&Polen Yayınları) kitabından alıntı ve derlemedir. (Bkz. syf. 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 74, 75,76, 77, 79, 80, 81)
0 Yorum