11 Ocak, daha önce bize karşı yanlış ya da hatalı bir davranışta bulunan kişileri affetme günü. Peki ama neden? Neden affedeceğiz? Ve neden 11 Ocak?
Sevgililer Günü, Anneler Günü, X Günü, Y Günü… Dünya çapında kutlanan o meşhur günlerin kaç tanesi müslümanlara ait? Ve bu günlerin hangisi, bir güzelliğe vesile oluyor ya da kapitalizmin çarkını döndürmekten başka bir işe yarıyor?
Peki ya biz, “Aslında içinde pek çok güzellikler barındıran çok orijinal ve kaliteli bir fikir var. Tamamen bize ait olan ve gurur duyulası bir günümüz var.” desek? 11 Ocak Dünya Affetme Günü. Birçoğunuz belki de bu ismi daha önce hiç duymadınız, fakat bu değerli gün, yaklaşık 3 yıldır Kahramanmaraş’ta bir grup müslüman tarafından biliniyor ve yaşanıyor. Biz de bu anlamlı günün yayılmasına vesile olmak için detayları sizinle paylaşacağız.
11 Ocak'ta Ne Yapıyoruz?
Daha önce bizlerin şahsına ya da kurumumuza karşı hatalı bir davranışta bulunmuş olan insanlar affedilir, yaşanan tüm olumsuzluklar unutulur, kin ve nefret duyguları bir kenara bırakılır. O kişilerle yaşadığımız kötü anılar hiç yaşanmamış gibi her şeye yeniden başlanır.
Bu Uygulamanın Amacı Nedir?
X günü, Y günü olarak bir şekilde yaygınlaşan günlerin pek çoğu, insanlığa pek de faydası olmayan günlerdir diyebiliriz. Bu günlerin bazılarının kökenleri farklı kültürlere, milletlere, dinlere dayanır. Peki, İslam’a ait olan ve insanlara faydası olan günler hangileridir diye sorsak ne cevap verirdiniz?
11 Ocak’ta, Peygamberimiz’in(s.a.v.) unutulmaya yüz tutmuş bir sünneti olan affetmeyi diriltmeye çalışacağız. İnsanlar birbirlerini affedebildiklerinde Dünya çok daha güzel bir yer olacaktır. Kendisine yapılan onca zulümden sonra herkesi bir çırpıda affedebilen bir peygamberin bu çağa söyleyeceği, öğreteceği çok şey var. Onu tanımayan insanlar, onun muazzam karakterini böyle sünnetleri vasıtasıyla tanıyıp o harika adama aşık olmalılar.
Peki Neden 11 Ocak?
Kaynak: https://wikimedia.org/
Mekke, 11 Ocak’ta fethedilmiştir. Mekke fethedildiğinde daha öncesinde Peygamber’e ve arkadaşlarına türlü eziyet ve zulümleri yapan insanlar mağlup ve zelil bir halde Peygamber’in önüne geliyorlar. O’nun(s.a.v.) vereceği her türlü cezaya, alacağı intikama razılar, fakat o rahmet abidesi, öylesine üstün ve güçlü bir konumdayken, o insanların hepsini affettiğini söylüyor. Tüm insanlar şokta! O muzaffer kumandan(s.a.v.), onca zulmü işleyen insanlara: “Gidin, serbestsiniz!” diyor.
Bu olayın yaşandığı 11 Ocak günü, affetme sünnetini hatırlamak için seçilebilecek en güzel günlerden biri olsa gerek.
Neden Affetmeliyiz?
Affetmek bir erdemdir. Nefsininin esaretinden kurtulan üstün bir insan olmanın bir göstergesidir. Büyük insanlar affeder, kendilerine imrenilen insanların pekçoğunda affetme duygusu yüksek seviyededir. Tabii burada insanların en büyükleri olan peygamberlerin başı çektiğini, herkese örnek olduğunu da unutmamak lazım. Affetmek, tüm peygamberlerin yapmış olduğu bir sünnettir.
Biz, pekçok şey için Allah’tan bağışlanma dilerken, kendimiz neden bağışlayamıyoruz? Peygambere yapılanların yüzde kaçı bize yapıldı ki? Bizi sokaklarda taşladılar mı? Öldürmek için pusu mu kurdular? Memleketimizden mi kovdular? Dostlarımıza mı işkence ettiler? O affedemediğimiz kişiler bize bunların hangisini yaptı da biz affedemiyoruz? O kişi bağışlanmayı hak etmiyor olabilir, peki ya siz? Sırf peygamberlerin sünnetine ortak olmak için de olsa, Allah’tan bağışlanma dilemeye birazcık olsun yüzünüz olsun diye de olsa affedemez misiniz? Sırf nefsinize köle olmadığınızı ispat etmek için affedemez misiniz?
Dünyanın şu an en çok ihtiyacı olan şeylerden birisi kesinlikle affetme sünnetidir. İnsanlar geçmişlerinden kurtulabilseler, affederek her şeye yeniden başlayabilseler dünya çok daha yaşanılır bir yer haline gelecektir.
Biz Bu Sünnetin Yayılması İçin Ne Yapabiliriz?
11 Ocak gününün tüm dünyada bilinen, yüzmilyonlarca insan tarafından kutlanan bir gün olduğunu hayal edin. Daha önce Peygamberimiz’i hiç tanımayan ya da sadece o muazzam güneşi karalamaya çalışan kişilerden duyduğu kadarıyla tanıyan insanları bir düşünün. Bu insanlar, O’nu(s.a.v.) 11 Ocak günü yaptığı şey ile tanısalar, o gün yaşananları bilseler, O’nu(s.a.v.) ne kadar çok severlerdi? O’nu daha fazla tanımak için nasıl hevesle O’nun hayatını araştırırlardı?
Bu günlerin gelmesi tamamen bizlerin bu günü sahiplenip çevremize yaymamıza bağlı. Öncelik biz bu günü hakkıyla benimseyip yaşayacağız, sonra çevremizdeki herkese bu günden ve öneminden bahsedeceğiz. 3 sene önce Kahramanmaraş’ta atılan bu tohum, bugün Türkiye’nin farklı illerindeki insanlar tarafından benimsendi ve yayılmaya devam ediyor. Biz bunu yaşayıp çevremize anlattıkça önce Türkiye içinde herkesin bildiği bir gün haline gelecek, sonra da yavaş yavaş tüm dünyaya yayılacak inşallah. İnsanlar O’nu(s.a.v.) 11 Ocak ile tanıyıp hayran olacaklar.
Bu projenin fikir sahibi olan değerli hocamız Doç. Dr. Şaban Öz’e teşekkürü bir borç biliriz. Allah kendisinden razı olsun. Önce kendisinin gördüğü, sonra bizlerin de sahiplendiği/sahipleneceği bu rüyanın gerçekleştiği günü görmek kendisine de, bizlere de nasip olur inşallah.
11 Ocak günü üzerine Şaban Hoca ile yapılan röportajın tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.siyerarastirmalari.com/doc-dr-saban-oz-ile-11-ocak-roportaji.html
0 Yorum