İnfak etme ibadeti yani sevdiklerinden vermek Müslüman kişinin dünyaya olan sevdasını azaltır, mü’mini mü’minle dost kılar, birbirine bağlar. Gelin günümüzde önemini yitirmeye başlamış olan bu ibadete yakından bakalım:)
1. Kur'an'da emrolunan bir ibadet.
İnfak ibadeti Kur’an’ın en uzun suresi olan Bakara’nın hemen ilk sayfasında insanların davet edildiği bir ibadet olarak karşımıza çıkıyor:
“Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.” (Bakara Suresi; 3)
Bununla beraber Kur’an’da infak etmekten bahsedilen toplam 45 ayet bulunduğu da görülmektedir.
2. Kur'an'da yapan kişi için müjde bulunan bir ibadet.
İnfak en basit tanımıyla sevdiklerinden vermek olarak tarif edilir. Kur’an-ı Kerim’in Leyl Suresi’nde verenleri müjdelenip vermekten sakınanlar için ise şöyle ciddi uyarılarda bulunulmaktadır:
“Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli (kelime-i tevhidi) de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).“(Leyl Suresi; 5,6,7)
“Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli (kelime-i tevhidi) de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.” (Leyl Suresi; 8,9,10,11)
3. Malın bir kısmını vererek tamamını temize çıkarırsın.
Ne diyordu Bakara Suresi’nin 3. ayeti bizlere? “Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.” Yani bu demek oluyor ki rızkın hepsini vermek zorunda değiliz, birazını infak etmekle geri kalanını da temizlemiş oluruz. Bizdeki malın bir kısmında başkasının da hakkı var, öyleyse malın bu kısmını teslim edersek, kalanını da helalinden hak etmiş oluruz.
4. Allah için vermek O'na güvendiğini gösterebilmektir.
Neticede infak ibadetini Allah’ın rızası için yapıyoruz. Ama eğer ki yapamıyorsak, elimiz gitmiyorsa malımızdan harcamaya, haşa O’nun bize verdiği malı O’ndan esirgemiş oluruz. Allah’ın bize tekrar rızık vereceğine güvenmemiş oluruz. Yani sevdiklerimizden vererek onun Rezzak ismine inanıp güvendiğimizi gösterebiliriz.
5. İnfak etmemek eşyayı Allah rızasına tercih etmektir.
Nefsimiz sahip olduğumuz rızıktan vermeye engel oluyorsa ve vermiyorsak; bu demektir ki biz artık Allah’ın emir buyurduğu bir ibadeti yerine getirip onun rızasını almak yerine elimizdeki fani eşyayı tercih etmişiz.
6. Sahip olduklarından verirsen fani olmaktan çıkar, kalıcı olur.
Sahip olduğumuz hiçbir maddi şeyi öbür dünyaya götüremiyoruz. Evimiz, arabamız, kıyafetlerimiz, paramız… Bunlar fani dünyanın geçici faydalanmaları oluyor bizim için. Ve bizler bize bahşedilmiş rızkımızı infak ederek kalıcı kılabiliriz! Eğer onu infak edersek sevabıyla yazılır defterimize ve ölümden sonrasında bizi ateşten korur Allah’ın izni ile…
7. Onsuz yapamam dediğin eşyaların sensizde olabiliyor.
Madem infak etmek sevdiklerinden vermek demek ve biz sahip olduğumuz o malı veremeyecek kadar seviyorsak, ben onsuz yapamam diyorsak birde şöyle düşünmeliyiz; biz o fani eşyaya onsuz yapamayacağımız bir şey olarak bakarken o eşya bende sensiz yapamam demiyor ki 🙂 Öyleyse verin Allah rızası için inşaAllah:)
8. Sahiplenme duygusu seni sevdalar-vedalar arasında sıkıştırır.
Sahip olmayı dert edinirsek, bize gelene sevdalanır, bizden giden içinde üzülürüz. Ne kadar sahip olur ne kadar sahiplik duygusunu beslersek içimizde sık sık sevdalar ile vedalar arasında sıkışıp kalırız.
9. Benim dediklerinin sen olmadan bir değeri yok.
Benim dediklerimiz artık bizim olmaktan çıkarsa onların bizim için bir önemi kalmaz, fakat biz hala hayatta amel defteri açık birer kul olarak, kendimiz olarak yolumuza devam edebiliriz. Yazar Senai Demirci’nin Canla Bağışla isimli kitabında söylediği gibi: “Benden benimkileri çıkarınca geriye ben kalıyorum, benimkilerden beni çıkarınca hiçbir şey kalmıyor. Öyleyse ben, benimkilerden çok ederim.“
10. Sahip olduğumuzu sandıklarımız ile aslında yalnızca beraberiz.
Aldığımız nefesin bile ödünç olduğu şu dünyada, benim dediklerimizin aslında bize Rabb tarafında bahşedilmiş rızıktan başka bir şey olmadığı aşikar değil mi? Bunlara sahibiz dediğimiz şeyler aslında sadece onlarla beraber yaşadıklarımızdır. Öyleyse beraber olduğumuz bu şeylerden üzerinde hakkın olanları da faydalandıralım, hem kulu sevindirelim, hemde Rabb’in rızasını kazanalım inşallah 🙂
0 Yorum