“Bismillâhirrahmânirrahim.”
Her işte ve ahlakta en yüce hedef normal ve ortanca yoldur. İşlerin iki tarafı da (ifrat-tefrit) kötülenmiştir.(…) Buradan da anlaşılıyor ki orta yol midenin ağırlığını hissetmeyecek ve açlığın eleminin eziyet verici olanını sezmeyecek derecede yemektir.
Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şerîflerinde;
“Az yiyenin içi nurla dolar ve Allahü Te’âlâ (Celle Celâlühü) az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever.” buyurmuşlardır. (Deylemi)
1. Kalbi Temizler, Tabiatı (Huyları) Nurlandırır. Basireti Sakinleştirir.
Doymak, ahmaklığı doğurur, kalbi köreltir. Sarhoşluğa benzer haller meydana getirir. Açlık nefsi uysallaştırır, Kalbi inceltir. Açlık düşüncenin ufuklarını açar. Tokluk kalbi katılaştırır. Hikmetin nuru açlıktır.
2. Kalbin Rikkati (Hüznü, inceliği ve merhameti) ve Safavetidir (Temizliği, arılığı, paklığı).
İnsan kalbi huzura ererse bu dilinde de belirir. Açlık ibadete lezzet ve tat verir.
3. Açlık Şehvetleri (Arzuları) Kırar, Nefsi Uysallaştırır, Serkeşliği (Dikbaşlılığı, inatçılığı, başkaldırmayı) Ortadan Kaldırır. Fazla Sevinmeyi Bertaraf Eder.
Oburluk ise Allah’tan (Celle Celâlühü) gafletin, haddi tecavüzün (sınırı geçme, aşırı gitme) kaynağıdır. Nefis açlıkta olduğu gibi hiçbir şeyle uysallaşıp kırılmaz. Acizliğine ve zelilliğine vakıf olur, sakinleşir.
Kuvveti zayıflar, hilesi elinden alınır. (…)İnsan, nefsinin zillet ve acizliğini görmedikçe Mevla’nın (Celle Celâlühü) izzet ve kahrını göremez. Kendini güçlü zanneder.
4. Allahın (Celle Celalühü), Bela ve Azabını ve Bela Ehlini Unutmamanın Bir Yoludur.
Zeki bir kul, başkasının belasını gördüğü zaman muhakkak ahiret belasını hatırlar. İnsanların mahşer meydanındaki açlığını ve susuzluğunu hatırlar. Cehennem ehli öyle acıkır ki deri ve zakkum (kuru diken) maddelerini yerler. İrin ve erimiş bakır madenlerini içerler. Dolayısıyla kuldan ahiret azabı elemleri bir saniye dahi kaybolmamalıdır. Bunu ise açlık sağlar. Çünkü korkuyu harekete geçiren bu zihniyettir. O halde açlık ve fakirlik ve acizlik içinde olmayan ahiret azabını unutur. Onun nefsinde ahiret azabı temessül edip misalleşmez. Kalbine ahiret azabının düşüncesi üstün gelmez. O başka düşüncelere dalar.
5. Bütün Günahların Şehvetini Kırar. Kötülüğü Emreden Nefsi İstila Eder.
Bütün günahların menşei, şehvetler ve kuvvettir. Kuvvet ve şehvetlerin maddesi ise yemeklerdir. Yemeklerin azalması her şehvet ve kuvveti zayıf düşürür. Saadet nefse hakim olmadadır. Şekavet ise nefsin kişiye hakim olmasındadır.
6. Açlık Uykuyu Kaldırır.
Doyan kimse, çok su içer. Çok su ise uykuyu çoğaltır. Fazla uykuda ömrün zayi edilesi, ibadetlerin azalması, tabiatın ahmaklaştırılması ve kalbin kasaveti vardır. Ömür cevherlerin en güzelidir. Uyku ise ölümdür. Onun çokluğu ömrü azaltır.
7. Açlık İbadetlerde Devamlılığı Kolaylaştırır.
Çok yemek insanı ağırlaştırıp ibadetlerden engeller, mahmurluğu getirir.
8. Az Yemekle Beden Sıhhat Bulur, Hastalıklar Bertaraf Edilir.
Hastalıklar insanı ibadetlerden men edeer. Kalbi müsevveş (karışık, düzensiz) kılar. Zikir ve fikirden alıkoyar.
9. Açlık Nafakayı Azaltır.
Az yemeyi adet edinen kimseye az mal kifayet (kâfi miktarda olma, yetme, yeterlik) eder. Tıka basa yiyenlerin ise çok mala ihtiyacı vardır. Karnı sanki kendinden alacaklı imiş gibi olur, her gün gırtlağına yapışır. Habire çok kazanmaya teşvik eder. Haram ve helali gözettirmez. Malı yığsa bile gene de ileriyi düşünerek açlık korkusu verir. Bu zillet ve rezaletin son haddidir. Mümin ise nafakası ve harcaması hafif olan kimsedir.
10. Zaruri Nafakasından, Artan Yemekler ve Servetinden Fazlasını, Yetimler ve Fakirlere Tasadduk Ederek Diğer Müslümanları Nefsine Tercih Etmeye Muktedir Olur.
Böylece de kıyamet gününde sadakasının gölgesinde haşrolunur.
Yüce Rabbimiz (Celle Celâlühü) bütün müslümanlara Râzı Olacağı şekilde yaşamayı Nasip Eylesin. Âmîn.
Kaynaklar
Kaynak: Kalp Risalesi- İmam-ı Gazali (Ahir Zaman Yayınları) kitabından alıntı ve derlemedir. (Bkz.syf. 104, 105, 106, 107, 109.)
selamün aleyküm siz açlıkta orta yolu nasıl buluyorsunuz bununla ilgili bissürü kitap okdum kendime uygun düzen çıkarttım kaç seneler uğraştım fakat bir türlü yapamadım 🙁
Ben yemek yiyesim geldiğinde sanki sabah uyanirken alarmı 5 dk erteler gibi erteliyorum biraz zaman kazanıyorum ve biraz sonra da yeme hissimin azaldığını hatta unuttuğumu yada komple gittiğini hissediyorum… böylece ortada yemek/sofra yokken yemek yemiyorum… ama sofra kurulmuş sa da hiç affetmem……
Selamün aleyküm siz orta yolu nasıl sağlıyorsunuz bu konu ile ilgili bissürü kitap okdum kaç sene çabaladım ama bi türlü yapamıyorum kendime uygun program hazırladım ama olmadı siz nasıl başarıyorsunuz ? 🙂
Aleykum selam
Öncelikle temiz bir niyet ile işe koyulmalıyız.
Orta yolu tutma isteğimiz başkalarına güzel görünme isteğinden oluşmamalı.
Sırf Allah razı olsun diye yapmalıyız.
En mühimi hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmemektir.
Sonra çook uçuk programlar çizmeden , itidali programı oluştururken de sağlamalıyız.
Aleykum selam
Öncelikle temiz bir niyet ile işe koyulmalıyız.
Orta yolu tutma isteğimiz başkalarına güzel görünme isteğinden oluşmamalı.
Sırf Allah razı olsun diye yapmalıyız.
En mühimi hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmemektir.
Sonra çook uçuk programlar çizmeden , itidali programı oluştururken de sağlamalıyız.